Üsküdar Belediyesi, eğitimci yazar Ayla Ağabegüm’ün ismini, Kısıklı Mahallesi’nde bir sokağa verdi. Eski adı “Birlik Sokak” olan bu sokak artık “Ayla Ağabegüm Sokağı” olarak anılacak. Ancak Ağabegüm, adının bu sokağa verilmesinden hiç de memnun değil ve belediyenin bu uygulamasını eleştiriyor. Çiçekçi Mahallesi’nde oturan Ağabegüm, hiç yaşamadığı Kısıklı Mahallesi’ndeki bir sokağa adının verilmiş olmasının anlamsız olduğunu düşünüyor.
Sokakların silinen tarihi
Türkiye’de sokak isimleri sık sık değiştiriliyor. Bu değişiklikler, sosyolojik ve folklorik açıdan pek çok olumsuzluğa sebep olmanın yanı sıra, kimi zaman siyasî ve ideolojik tartışmalara da sebep olabiliyor. Herhangi bir caddeye ya da sokağa, siyasî ya da ideolojik kimliğiyle öne çıkan ünlü bir kişinin adı verildiğinde, kaçınılmaz olarak siyasî tartışmalar başlıyor. Bir belediye yönetimi tarafından değiştirilen bir cadde ya da sokak ismi, seçim döneminde belediye yönetimi değiştiği zaman tekrar değiştirilebiliyor. Böylece, geleneksel mahalle kültürümüzün kültür tarihi içerisinde sükûnetle yerini alması gereken masum sokak isimleri, semboller üzerinden sürdürülen siyasî çatışmanın araçları ve mağdurları hâline gelebiliyor. Bu konunun problemli tarafı sadece siyasî tartışmalara sebep olan isimlerle sınırlı değil elbette. Pek çok araştırmacı, sık sık değiştirilen sokak isimlerinin, mahallelerin tarihini de alt üst ettiğini düşünüyor. Çünkü bir araştırmacı, sokak isimlerinden hareketle mahallenin kültürel geçmişini araştırmaya başlasa, mahallenin geçmişiyle hiçbir irtibatı olmayan isimlerle karşılaşacak. O sokaklarda yaşamış ya da o mahalleye kültürel izler bırakmış olan kişilerin isimlerinin sokak tabelalarından çıkarılmış olması ise, sosyolojik olarak açıklanması zor bir çelişkiyi de beraberinde getiriyor. Mahallelerin hafızasının, mahalle kültürünü canlandırıp koruması gereken belediyeler eliyle siliniyor olması ise, kültürel açıdan bir facia olarak değerlendiriliyor.
Aaa, sokağımızın adını değiştirmişler!..
Bu durum, bir sabah uyandıklarında, yıllarca yaşadıkları sokaklarının adının kendilerine sorulmaksızın değiştirildiğini gören mahalle sakinlerini de rahatsız ediyor. Kayıtlı adresler de bütünüyle değiştiği için, adres bulmak ve posta yoluyla gönderilen evrakın yerine ulaştırılması konularında da karmaşa meydana geliyor.
Eğitimci Yazar Ayla Ağabegüm’ün ismi, Üsküdar Belediyesi’ne bağlı Kısıklı Mahallesi’nde bir sokağa verildi. Eski adı “Birlik Sokak” olan bu sokak artık “Ayla Ağabegüm Sokağı” olarak anılacak. Ancak, Ayla Ağabegüm, adının bu sokağa verilmesinden hiç de memnun değil. “Benim Mahallem” dergisi adına, bu konuyu nasıl değerlendirdiğini merak ederek düşüncelerini sorduğumuz Ayla Ağabegüm, memnuniyetsizliğinin sebeplerini özetledi.
Belediye benim de görüşümü alabilirdi
Ayla Ağabegüm, öncelikle, Üsküdar Belediyesi’nin bu konuda kendisine müracaat etmeden, kendisinin düşüncesini alma gereği bile duymadan böyle bir uygulama yapmasından yakınıyor. Ağabegüm, hâlen hayatta bulunan şahısların isimlerinin cadde veya sokaklara verilmesini doğru bulmadığının da altını çiziyor. Bir insanın hayat ve düşünce çizgisinde değişiklikler, kırılmalar olabileceğine işaret eden Ağabegüm, o kişinin o günlerdeki çalışmaları, duruşu ya da konumu gözönüne alınarak verilen isimlerin, kişinin geçirebileceği değişim sonrasında, veriliş sebebiyle uyumsuzluk gösterebileceği uyarısında bulunuyor. Yaşayan her insanın bir şekilde hata yapabileceğini belirten Ağabegüm, adı bir sokağa verilen bir yazarın sonradan yapabileceği ya da içine düşebileceği bir hatanın, başta onun adını taşıyan sokak ya da caddede ikamet edenler olmak üzere, toplumda rahatsızlığa sebep olabileceğine dikkat çekiyor.
Şöhret ve paranın insanları değiştirebildiğini, bunun örneklerinin görüldüğünü hatırlatan Ağabegüm, bazı okullara verilen isimlerin de bu çerçevede değerlendirilmesi gerektiğini belirtiyor. Bir okula adı verilen ünlü bir “sanatçı”nın, magazin dünyası içinde öğrencilere kötü örnek teşkil edecek davranışlar sergileyebildiğini, bunun da eğitimde problemlere sebep olabildiğini söylüyor. Ağabegüm, bu tür uygulamaların siyasî tartışmalara da sebep olabildiğini, adı verilerek onurlandırılmak istenen kişiler için sonradan onur kırıcı bir hâl alabileceğini belirtiyor.
Ahmet Kabaklı örneği
Ağabegüm, yıllarını edebî çalışmalara vermiş ve yüzlerce öğrenci yetiştirmiş Edebiyat Tarihçisi yazar merhum Ahmet Kabaklı’nın isminin, mezun olduğu ve öğretmenlik yaptığı okula verilmesinden sonra, hükümet değişikliğinin ardından, dönemin Millî Eğitim Bakanı tarafından adının kaldırılmasını da üzüntü verici bir örnek olarak hatırlatıyor. Ağabegüm, “Yazarlar hayattayken onurlandırılmak isteniyorsa, bu sadece bir sokağa isimleri verilerek değil, kültürel alanda başka şekillerde de olabilir. Ben, adımın bir sokağa verilmesinden mutlu değilim” diyor.
1997 yılında, dönemin Millî Eğitim Bakanı Mehmet Sağlam tarafından, eğitime olan hizmetlerinden dolayı, Ahmet Kabaklı’nın ismi yıllardır hizmette bulunduğu Çapa Öğretmen Lisesi’ne verilmiş ve okulun adı “Ahmet Kabaklı Anadolu Öğretmen Lisesi” olarak değiştirilmişti. Ne var ki, hükümet değişikliğinin ardından Millî Eğitim Bakanı Hikmet Uluğbay döneminde okulun ismi değiştirilmiş ve tekrar “Çapa Anadolu Öğretmen Lisesi” olmuştu.
Ahmet Kabaklı, 1940’lı yıllarda Millî Eğitim Bakanlığı trafından staj için gönderildiği Paris’ten dönüşünde İstanbul Çapa Eğitim Enstitüsü’nde edebiyat öğretmeni olarak göreve başlamış ve 1974 yılında emekli olmuştu. Ahmet Kabaklı, 77 yıllık ömrünün 50 yılı aşan bir bölümünde Türk edebiyatına ve edebiyat eğitimine hizmette bulunmuştu… Mezun olduğu ve öğretmenlik yaptığı okula önce adının verilip sonra kaldırılması, o hayattayken ve siyasî tartışmalar içinde yaşanmıştı.
Sokağa adı verilen kişinin o sokakla bir irtibatının olması gerekir
Yazar Ağabegüm’e, “Bir sokağa ünlü bir kişinin adı verilmek isteniyorsa, o kişinin en azından o sokakta ya da mahallede ikamet etmek gibi bir sosyal irtibatı bulunan; ya da o sokağa dair bir sosyal, kültürel faaliyeti olan kişiler arasından seçilmesi daha isabetli olmaz mı?” diye sorduk. Ağabegüm, bu sorumuzu, “tabii, ben de aynı fikirdeyim” diyerek cevaplamaya başladı:
“En azından belediye yetkilileri bana ‘isminizi bu sokağa vermeyi biz uygun gördük ama acaba siz de uygun görür müsünüz?’ diye sorabilirlerdi. Benim böyle bir talebim yok ama, eğer bir sokağa benim ismimin verilmesi düşünülüyorduysa, en azından benim oturduğum semt düşünülebilirdi. Ben Çiçekçi’deyim. Adımın verildiği sokakla hiçbir ilgim yok. Çocukluğumu geçirdiğim bir sokak değil, oradan geçmişliğim bile yok. O sokakla ilgili tek bir yazı bile yazmamışım. Ben, Neyzenbaşı Halil Can Sokağı’nda oturuyorum. Evimin hemen karşısında ahşap bir ev var ve rahmetli Neyzenbaşı Halil Can, seneler evvel orada oturmuş. Bakın sokağın isminin bu olması bu bakımdan ne kadar güzel bir şey. Tabii, orada bir levha olsa, sokağa ismini veren kişi hakkında bilgiler yer alsa, mahallenin çocukları, gençleri de bilse ne güzel olur…”
Eğitimci Yazar Ayla Ağabegüm’e, son derece önemli olan bu “sokak isimleri” konusunun bir panelde tartışılması hâlinde konuşmacı olarak katılıp katılmayacağını sorduk. “Memnuniyetle katılırım” cevabı, bizi de memnun etti.
***
Kısıklı Mahallesi’ndeki sokakların eski ve yeni isimleri:
Ada Tepe – Abdullah Çavuş, Akdeniz – Okyanus, Anadolu – Medeniyet, Aydın – Alim, Bahar – Baha, Barbaros – Işın, Başaran – Gemici, Başçay – Vefakar, Bayır – Cömert, Birinci – Erbaş, Birlik – Ayla Ağabegüm, Cami – Minare, Çamlık – Doğuş, Çeşme – Zarif, Çiğdem- Demet, Çimen- Firuze, Esen – Zeybek, Funda – Deva, Gül – Damla, Güler – Defne, Güven – Asude, Güzel – Alperen, Karanfil – Revan, Kuruntu – Mevlana, Lale – Alaçam, Mehtap – Seher, Mete – Salkım, Özlem – Mihriban, Öztürk – Sadrazam, Papatya – Nadide, Şafak- Sema, Sefa – Akın Bey, Sümbül – Hakkı, Yavuz – Candan, Yeni Yol – Yıldıran, Yeşim – Rehber, Yıldız – Yemiş, Yılmaz – Canver, Zümrüt – Ufuk
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder