Geleneksel kültürümüz içerisinde, sosyal hayatımızın ayrılmaz bir parçası olan “mahalle kültürü”nün en önemli unsurlarından birisi de hiç şüphesiz cami ve caminin imamı.
“Mahalle kültürü”nün, insanî duyguların ve komşuluk ilişkilerinin kuvvetli olduğu yıllarda, mahalle camiinin imamı, sadece namaz kıldıran bir din görevlisi olmanın ötesinde, mahalle sakinlerinin her türlü sıkıntısıyla ilgilenen, bilgisine, yardımına başvurulan bir sosyal unsurdu. Mahalle imamlarının “mahalle kültürü” içerisindeki bu yeri, eskiye kıyasla oldukça azalmış olsa da, hâlâ devam ediyor. Hayli yaklaşan Ramazan ayı, bütün sosyal hayatımızı kuşatan özellikleriyle, giderek zayıflayan bu “mahalle kültürü”nün yeniden canlandırılması için de büyük bir fırsat teşkil ediyor. İşte, İstanbul’un muhtelif mahallelerinde yayımlanan “Benim Mahallem” dergisinin Kısıklı Mahallesi’ndeki bu ilk sayısında, tarihî Kısıklı Abdullahağa Camii’nin imamlarıyla, hem cami-mahalle ilişkisini, hem de Kısıklı’yı konuştuk.
Hasbi Hoca irtibatı koparmamış
Tarihî Abdullahağa Camii’nin imamlığını son 7 yıldır Mehmet Büyük yürütüyor. Ancak, camide yaklaşık 42 yıl imamlık yapmış olan Hasbi Kurşun, emekli olmasına rağmen cami cemaatine hizmet vermeye, onlarla irtibat hâlinde olmaya devam ediyor. Gerek vaazlarıyla, gerekse zaman zaman cemaate imamlık yaparak. Sohbetler, cami avlusundaki çınar ağacının altında da devam ediyor tabi. Camiin hemen yanıbaşındaki çay ocağından gelen demli çayların tadıyla tatlanarak…
1934 Trabzon Çaykara doğumlu Hasbi Hoca, 2001 yılında emekli olmuş.
Hasbi Hoca, 1958 yılında vatanî görevini tamamladıktan sonra, Eminönü’de Üç Mihraplı Cami’de 3 yıl görev yapmış. Ardından, Fatih Zembilli Ali Feyzi Camii’nde hizmet vermiş. 1967 yılında da, Süleyman Hilmi Tunahan Hocaefendinin tavsiyesiyle, Kısıklı Abdullahağa Camii’nde imamlık yapmaya başlamış. Hasbi Hoca, “o zamanlar imamlar devlet memuru olarak tayin edilmiyordu; ehil olup da bu hizmete lâyık görülenler imamlık yapıyordu” diyor.
42 yıldır Kısık’lı’da bulunan Hasbi Hoca’ya, Kısıklı’nın dününü ve bugününü soruyoruz. Genellikle mütebessim çehresi ve son derece sakin üslûbuyla kısa cevaplar veriyor. Otobüs durağında “Çamlıca” yazan ve Kısıklı’nın ilk ve asıl yerleşim yeri olan Kısıklı Meydanı ve civarının geçirdiği sosyal değişimi özetlemesini istiyoruz. Mahallenin sonraki yıllarda Ferah Mahallesi’ne doğru genişlediğini ve o civarda hayli değişiklik gösterdiğini; ancak asıl Kısıklı olarak bilinen muhitin sit alanı olması sebebiyle, cami civarında çok ciddi ölçüde bir değişiklik olmadığını söylüyor.
Gazinonun kaldırılması çok hayırlı bir iş oldu
Cami civarındaki sosyal ilişkilerin, birçok muhite kıyasla daha iyi olduğunu, ancak Türkiye’nin genelinde görülen sosyal değişimin hâliyle Kısıklı’ya da yansıdığını ifade ediyor. Vaktiyle, camiin hemen karşısında İzmir Gazinosu’nun yer aldığını, bu gazinonun gürültüsünün çoğu zaman camide namaz kılmayı ve geceleri uyumayı bile zorlaştırdığını anlatıyor. O zamanlar bütün çablarına rağmen bu gazinonun oradan kaldırılmasını sağlayamamışlar. Tâ ki, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı yaptığı döneme kadar. Bu konudaki rahatsızlık Erdoğan’a iletilince, gazino oradan başka bir yere taşınmış, gazinonun arazisi de kamulaştırılarak halka açık güzel bir parka dönüştürülmüş. Bugün çok sayıda ağacın huzur dolu gölgesinde mahalle sakinlerini ve misafirlerini dinlendiren o park, sunî kayalıklardan şırıl şırıl akan suları, girişindeki fıskiyeli havuzu, çocuk parkı ve spor kompleksiyle, mahallenin sükûnetini paylaşmaya devam ediyor.
Hasbi Hoca, tarihî Kısıklı Camii’nin müdavim cemaatinin yanı sıra, çok sayıda misafir ziyaretçisi de olduğunu, İstanbul’un gözde mesire alanlarından Küçük ve Büyük Çamlıca tepelerine gelenlerin de namazlarını burada eda ettiklerini memnuniyetle ifade ederken, “otopark sıkıntısı olmasa çok daha fazla ziyaretçisi olurdu” diyor. Camiin, Türkiye’nin muhtelif şehirlerinden ziyaretçileri olduğunu belirten Hasbi Hoca, zaman zaman yolu bir vesileyle Kısıklı’ya düşen bazı siyasîlerin bu tarihî camide namaz kıldıklarını görmekten memnuniyet duyduğunu da dile getiriyor.
Hasbi Hoca, Kısıklı’nın özelliklerinden bahsedildiğinde, bu civarın “bütün cemaatlerin temsil edildiği bir muhit” olduğunu söylüyor.
‘İftar verilir’ yazısından ‘dikkat köpek var’ yazısına değişim
Sözü Kısıklı’nın eski Ramazan günlerine getirdiğimizde, mahalle eşrâfının köşklerinde mukabele okunduğunu, mahalle sakinlerine iftar yemeği verildiğini anlatıyor. Bu geleneğin, Kısıklı’da imamlık yapmaya başladığı ilk yıllara kadar devam ettiğini belirtirken, armatör Hacı Halil Uzuner’le armatör Mustafa Demirel’in adlarını zikrediyor. “Çamlıca’da köşkler çoktu. Ramazan’da iftar verilen köşklerin kapısında iftar verildiğine dair duyuru mahiyetinde yazılar olurdu. Bu sayede, fakir fukara ve gurbetçiler, hangi köşkte iftar verildiğini bilir, davete gerek kalmaksızın buralarda iftar ederlerdi. Şimdi ise ne yazık ki, etraftaki villaların kapılarında sadece ‘dikkat köpek var’ yazılarını görüyoruz” diyor.
Mehmet Hoca: İyi ki buradayım
Kısıklı Abdullahağa Camii’nin imamlığını 7 yıldır Mehmet Büyük Hoca yürütüyor. Rize merkez ve Güneysu’da Kur’ân Kursu Öğretmenliği yaptıktan sonra, Kısıklı’ya tayin olmuş. Bakımlı, temiz ve düzgün giyinmeye özen gösteriyor. Kibar, güleryüzlü ve mütevazı… İstanbul’un en güzel muhitlerinden birinde görev yaptığını düşünüyor ve bu mutluluğunu ifade ederken, “iyi ki buradayım diye düşünüyorum” diyor. Pekçok yerde, cami cemaati arasında imama yönelik dedikoduların yapıldığını, bunun imamların karşılaştıkları en büyük sıkıntılardan birisi olduğunu; ancak Kısıklı Mahallesi’nde böyle kötü bir alışkanlıkla karşılaşmadığı için çok memnun olduğunu belirtiyor.
Kısıklı’nın yerlilerinden oluşan cami cemaatinin ekonomik ve kültür seviyelerinin yüksek olduğunu, birbirleriyle olan sosyal ilişkilerinin de iyi bir seyir içinde devam ettiğini söylüyor. Mehmet Hoca, cemaatten Müftülüğe yapılmış hiçbir şikâyet olmadığını da memnuniyetle belirtiyor. Kur’ân-ı Kerîm öğrenmek isteyenlere yardımcı olduklarını belirtirken, “Kur’ân öğrenmek için bize başvuranlar arasında 70 yaşında olanlar bile var” diyerek, 70’inden sonra bile olsa Kur’ân öğrenmeye azmedenler olduğunu görmekten duyduğu memnuniyetini ifade ediyor.
Kısıklı Mahallesi’ne Ramazan daveti
Geleneksel “mahalle kültürü”müz içerisinde imamın bir müracaat kaynağı olduğunu hatırlatıp, ‘herhangi bir sıkıntısını, müşkülâtını size açıp yardım isteyen oluyor mu’ diye sorduğumuzda, “maddî sıkıntıdan kaynaklanan bir yardım talebi olmadı ama diğer konularda zaman zaman böyle talepler oluyor ve elimizden geldiğince yardımcı olmaya çalışıyoruz” diye karşılık veriyor.
Cami sohbetlerinde, mahalle kültürünün, komşuluk ilişkilerinin canlı tutulması için tavsiyelerde bulunduklarını belirten Mehmet Hoca, “cemaatimizin müdavimleri arasında bir eksik olduğunu farkettiğimizde, bir sıkıntıda olup olmadığını sorup soruşturuyoruz; hastaları ziyaret ediyoruz” diyor.
Çamlıca’nın mesire yerlerine yapılan geziler sebebiyle, camiin sadece Cuma ve bayram namazlarında değil vakit namazlarında da dolu olduğunu, tarihî bir cami oluşu sebebiyle de ziyaret edildiğini söylüyor.
Ramazan ayında teravih namazlarına büyük bir rağbet olduğunu ifade eden Mehmet Hoca, hatim’in yanı sıra her akşam halka açık sohbetlerin yapıldığını da belirterek, bütün Kısıklı Mahallesi sakinlerini Ramazan’da da camilerine davet ediyor.
Sefa Camii’nde Ayhan Hoca
Sonradan artan yerleşimin yoğun olduğu Kısıklı Mahallesi ile Ferah Mahallesi arasında Sefa Camii yer alıyor. Bir mahalle için hiç de küçük sayılmayacak ferah bir cami olan Sefa Camii’nin imamlığını ise, son 3 yıldır Ayhan Aydemir yürütüyor.
1974 Bolu Gerede doğumlu Ayhan Hoca, ilk, orta, lise ve hafızlık eğitimini Gerede’de tamamlamış; ardından da İlahiyat Önlisans Programını bitirmiş. Çengelköy Kerime Hatun Eğitim Merkezi’nde Aşere-i Takrib kursunu tamamlayarak “Kurrâ Hâfızı” olmuş.
13 yıldır sürdürdüğü resmî görevinin 5 yılı İstanbul’da geçmiş. Daha önce Yavuztürk Mahallesi Bilâl-i Habeşî Camii’nde 20 ay imamlık yapan Ayhan Hoca, lojman sıkıntısı sebebiyle tayin talebinde bulunarak Kısıklı Mahallesi Sefa Camii’nde görev yapmaya başlamış.
Kendisiyle, Ramazan öncesi izne ayrılacağı gün yaptığımız kısa görüşmede, Kısıklı Mahallesi’ne dair intibalarını sorduk. Ayhan Hoca, mahalleden memnun olduğunu belirtmekle birlikte, henüz 3 yıllık bir görev süresini, mahalle hakkında bilgi vermek için yeterli bulmadığını söyledi. Ayrıca, Hasbi Hoca’nın 42, Mehmet Hoca’nın 7 yıllık tecrübelerinin yanında, 3 yıllık “yeni” bir imam olarak kendisinin Kısıklı Mahallesi hakkında bilgi vermesinin edep ve hürmet bakımından münasip olmayacağını belirterek de tevazu gösterdi.
Ayhan Hoca, izin dönüşü, mübarek Ramazan’la birlikte yeniden Kısıklı Mahallesi sakinleri ve Sefa Camii cemaatiyle beraber olacak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder