
Osmanlı döneminde 1826’dan sonra kurulan İhtisap teşkilâtı, günümüzde belediye, zabıta, polis ve maliye, tarafından yürütülen işlerden bir kısmını yürütürdü. Kadı’lara bağlı olarak görev yapan bu teşkilat, özellikle ticaret alanında karşılaşılabilecek her türlü kötülüğü, uygunsuzluğu, haksızlığı, usulsüzlüğü ve yolsuzluğu engellemek için, çarşıda pazarda sıkı bir şekilde denetimler yapar, kanunların uygulanmasını sağlardı.
Bu denetimler sadece ticaret alanıyla sınırlı değildi. Osmanlı’nın son dönem ihtisap ağalarından Hüseyin Bey, bir çarşı denetimi sırasında, sırtına aşırı yük yüklenmiş bir eşek gördüğünde, bunun hayvana eziyet olduğunu düşünerek sahibini soruşturdu. Eşeğin sahibi, bir kahvehanede kahve içerken bulundu. Eşeğin sırtına çuvalları yükleyip kendisi keyifle kahve içen bu kişiye fena halde kızan Hüseyin Bey, çuvalları eşeğin sırtından indirtip sahibinin sırtına yükleyerek bir süre bekletti.
İhtisap Ağalığı daha sonra İhtisap Nazırlığı (Bakanlığı) olarak görev yaptı. Bu bakanlık, kimsesiz çocukları esnaflara emanet ederek, hem meslek sahibi olmalarını, hem de bir aile sıcaklığı içinde yetişmelerini de sağlardı.

Esnafa emanet edilen kimsesiz çocuklara örnek vermek gerekirse;
Bozok’tan gelen 4 çocuk yorgancıya, İçel’den gelen 3 çocuk şekerciye, Eskişehir’den gelen 7 çocuk terziye, Akşehir’den gelen 12 çocuk terlikçiye, Gümilcine’den gelen 6 çocuk nalbanta, Denizli’den gelen 14 çocuk kalaycıya emanet edilmişti.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder