1 Temmuz 2012 Pazar

Üsküdar’da Balaban Tekkesi ve kültür faaliyetleri

Mustafa Miyasoğlu

25 Haziran Pazartesi akşamı Üsküdar’da, Yeni Cami yanında açılışı yapılacak yeni bir kültür merkezi için Üsküdar Belediyesi Özel Kalemi tarafından davet edilince sevindim. Balaban Tekkesi’nin rekonstrüksüyon yoluyla ihya ve inşa edildiği, böylece tarihi ve kültürel mirasın öne çıkaracağı için ayrıca duygulandım ve davete katıldım. O akşam saatinde sözü edilen yere gidince, pek çok dostla birlikte son yüzyıl içinde harap olmuş, eskimiş ve orijinal halini koruyamamış tarihi eserlerin yeniden ihya ve inşası için Üsküdar Belediyesi’nin bir dizi çalışma yürüttüğünü öğrenmiş olduk. Elbette çok da mutlu olduk...

Üsküdar Belediyesi, tarihi eserleri aslına uygun şekilde ihya için İl Özel İdaresi ile ortak çalışmalar yürüterek, büyük bir gayretle hizmete sunması takdir edilecek bir fedakârlıktır. Bu çerçevede bir mahalle mektebinin restore edilip kütüphane olarak kullanılması, bir tekkenin yeniden inşa edilerek kültür merkezi olarak hizmete verilmesi, tarihi ahşap konağın restore edilerek semt kütüphanesine dönüştürülmesi yanında pek çok tekke binasını da halkın istifadesine sunulması takdir edilmelidir. O yüzden, aslına uygun olarak restorasyonu yapılan Rüfai Asitanesi yanında Nalçacı Dergâhı ve Sandıkçı Tekkesi’nin de ihya edilerek kültürel amaçla kullanılmasının takdire değer büyük bir hizmet olduğunu ifade etmeliyiz.

Balaban Tekkesi ile bu hizmetin yeni bir örneği daha ortaya konmuştur.

"Üsküdar’ı Kültür Şehri Yapma" hedefiyle yola çıkan Üsküdar Belediyesi, Altunizade, Bağlarbaşı, Çamlıca, Burhaniye, Çengelköy gibi kültür merkezlerinde gerçekleştirdiği faaliyetlerle bölgenin kültür hayatını canlı tutmaktadır. Her kesimden insanın ilgilenebileceği faaliyetlerle düzenlenen programların zenginliği kültür merkezlerine de ilgi topluyor.

İstanbul’un nadide bir incisi olan Üsküdar, sahip olduğu doğal ve tarihi mirası kültürel etkinliklerle yansıtarak, yalnız İstanbul ilçelerine değil, Anadolu’nun tarihi mekânlara sahip illerine de örnek oluyor. Bu yüzden de son dönem Üsküdar Belediye Başkanlarını kutluyoruz. Tarihi mekânlar Üsküdar’daki gibi her zaman kültür faaliyetleriyle değerlendirilmeli, müze gibi ölü kültür eserlerini değil, dünden bugüne yaşayan değerlerimizi sergilemelidir.

Kültür merkezleri, hazırlanan konferans, sempozyum, panel, tiyatro, konser ve kurslarla yeni ufuklar açmayı hedeflemeli, bir bölgenin kültür ve sanat yaşamına katkı sağlamalıdır. Bu meyanda her yıl yüzlerce bilim adamını buluşturan uluslararası nitelikteki Üsküdar Sempozyumları, Kâtibim Kültür ve Sanat Şenliği, kukla festivali, beste, resim ve fotoğraf yarışmaları büyük ilgi çekiyor ve Üsküdar’a layık bir yönetimle pek çok başarıya yol açıyor.

Tarihe vefa borcumuzu ödemek

Üsküdar Belediyesi, tarihe vefa borcumuzu ödemek kaygısıyla pek çok tarihi eseri kültürel amaçla hizmete uygun bir şekilde kullanıma sunması, gerçekten de öteki belediyelerimize de örnek olacak niteliktedir. Bu yolda Üsküdar Belediyesi Koruma, Uygulama ve Denetim Bürosu KUDEB tarafından oluşturulan Geleneksel Ahşap Eğitim Atölyesi kurulmuş ve eski eserleri ihya için hizmete sunulmuştur. İstanbul’un ahşap Türk mimarisinde zamana karşı direnemeyerek yok olmaya yüz tutmuş olan Üsküdar’daki tarihi ahşap yapıların onarımını maddi durumu uygun olmayan aileler için karşılıksız olarak yapıyor.

Öte yandan bu şekilde restorasyonu devam eden başka binalar da var:

Abdullahağa İbtidai Mektebi, Burhan Felek Köşkü, Çamlıcalı Ahmet Efendi Tekkesi, Fatma Adeviye Dergâhı, İskender Baba Türbesi - Kaymakçı Tekkesi, Şehit Ahmet Paşa Sıbyan Mektebi, Yakup Ağa Divitçiler Sıbyan Mektebi ve Çeşmesi, Üsküdar Belediyesi Fransız Okulu ve "Hababam Sınıfı"nın çekildiği Adile Sultan Kasrı da öğretmenevi ve kültür merkezi olarak kullanılmak üzere yeniden hizmete açıldı.

Bu arada, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’nın açılışını yaptığı Üsküdar Belediyesi tarafından restore edilen Nalçacı Dergâhı ve Haziresi’nden de söz etmeliyiz. Pek çok kültür adamıyla birlikte milletvekilinin de katıldığı bu törenin önemi, 400 yıllık bir eserin ihyasını gözler önüne sermesidir. Fakat nedense basında yeteri kadar ilgi görmedi, yansımadı.

1600’lü yılların başlarında inşa edilen, 1874 yılında tamir edilip bir de türbe ilave edilen Nalçacı Dergâhı, Üsküdar Belediyesi ile İl Özel İdaresi’nin işbirliğinde yeniden inşa edildi. İlk olarak çelik konstrüksiyon ve betonarme ile inşası yapılan dergah, ahşap karkas ile kaplandığı görüldü. Dergâha daha sonra oymalı mihrap ve vaaz kürsüsü yapıldıktan sonra Cumhurbaşkanlığı Köşkü’nden gelen avize takıldı.

Üsküdar Belediye Başkanı Mustafa Kara açılış sırasında yaptığı açıklamada, "Ecdat yadigârı bu eserleri geleceğe taşımak boynumuzun borcu" dedikten sonra hizmetlerinin süreceğini ifade ederek takdir topladığını öğrendik. Bu takdirin başka belediyeleri de teşvik anlamına geldiğini ifade etmeliyiz. Çünkü Türkiye’nin bütün tarihi mekânlarında maalesef eski eserlere karşı ciddi bir ihmal ve vurdumduymazlık var. Ecdat yadigârı dini mimari eserlerimizin herkes için önemi var da yalnız bizim yöneticilerimiz açısından pek bir önem yoktur. Ne zaman Batılı veya Müslüman olmayan ülkeler bu eserleri tahrip etse o zaman konuşuruz!..

Hizmete açılan balaban tekkesi

Bir süredir restorasyon çalışmaları devam eden Balaban Tekkesi nihayet hizmete açıldı. Böylece, pek çok tekke ve dini kültür merkezini ihya etmede Üsküdar Belediyesi, kültürü yeniden canlandırarak, bu alanda öncü bir beldemiz olduğunu ortaya koydu.

Öylesine ihmal edilmiş bir tekke ve tasavvuf kültürümüz var ki, bu yüzden de o kültür adına ne yapılsa kabul görebilecek durumdadır. Bu da bir belde için iftihar vesilesidir.

Restorasyon çalışmaları Aysel Berk hanımefendi tarafından yapılan ve masrafları da Özel İdare’den sonra büyük ölçüde Üsküdar Belediyesi tarafından karşılanan tekke, Üsküdar Araştırma Merkezi (ÜSAM) olarak kullanılacak ve herkese hizmet verecektir.

Üç katlı merkez bina, aydınların akademik ve bilimsel çalışmaları için bir çatı olması amacıyla restore edilirken, bahçesindeki çay hizmetiyle halkın da yararlanabileceği bir ortam haline getirildi. Bir kültür ve sanat merkezi olarak hizmete sunulan yapı, Üsküdar’daki yazar, ilim adamı ve sanatçıların bir araya geleceği, buluşup çalışmalarını gerçekleştirebilecekleri bir merkez olma özelliği taşıyan tekke, özellikle göz alan mimarisi ile dikkat çekiyor.

Üsküdar Yeni Camii arkasında, Ahmediye Mahallesi’nde, Balaban Caddesi üzerinde bulunan Balaban Tekkesi, IV. Murat devrine ait, 17. yüzyıl mimari eseri olduğu sanılıyor: "İlk yapıldığı dönemde üç katlı ahşap meşruta ve tevhidhaneden oluşan tekke, 1925 yılına kadar faaliyetini sürdürmüş, bu tarihte hizmetlerine son verilen tekkelerle birlikte kapatılmış; 1948’de kısmen ahşapları çöken ve daha sonra duvarları sıvanarak mesken haline dönüştürülen tekke zamanla harap olmuştu. 1965 yılındaki tespite göre, iki kısım mezarlık, bir ahşap baraka, bahçe duvarına monte edilmiş barok bir çeşme taşı ve tekke arsası kalan tekkenin günümüze bahçesindeki beşli mezar taşı, tevhidhanenin iki duvarı, bir kısım bahçe duvarı ve kapı kitabesi ulaşmıştır. Resimlerinden yola çıkılarak harabe bina yeniden yapılmıştır."

Üsküdar Belediyesi ile Vakıflar Genel Müdürlüğü yetkilileri 1996 yılında restitüsyon ve restorasyon projeleri hazırlayıp restorasyon uygulamasını tamamlamış, ama hizmete sunulması 16 yıl gibi bir zaman almıştır. Bu da Özel İdare ihalesinin ne türden bürokratik engellere takıldığını ve bütün bunlara rağmen yılmadan sürdürülen çalışmalarla tekkenin hizmete sunulduğunu görmek için bu binaya gidip hiç değilse bir akşam saatini buraya ayırmalı.

Üsküdar Belediyesi tarafından dönemin geleneksel özellikleri göz önünde bulundurularak dönemin mimari anlayışına uygun tarzda restore edilip güzel objeler seçilerek süslenen Balaban Tekkesi, Üsküdar’da yaşayan insanlara layık bir kimliğe kavuşturulmuş...

Emeği geçen herkese Mustafa Kara Başkanla yardımcısı dostları kutluyoruz.

Üstat Âmir Ateş ve Mehmet Kemiksiz’le Neyzen Ahmet Şahin gibi sanatçılar yanında, Üsküdar Musiki Derneği’nin fevkalâde güzel konseriyle açılışı yapılan Balaban Tekkesi’ni bütün dostların ziyaretini tavsiye ediyorum. Buradaki faaliyetlerde buluşmak üzere...

(1 Temmuz 2012 Pazar-Millî Gazete)

Hiç yorum yok: